ÇAMLIDERE

Ankara’nın dışına yapılan hafta sonu kaçamakları, içimizi enerji, yaşama sevinciyle doldurup yüzümüze de kocaman bir tebessüm oturtuyor. 23 Ekim 2022 tarihinde bu sefer güzergah Çamlıdere. Bu gezimizde kuzen Feryal de bizimle beraber. "Çamlıdere’ye gidiyoruz. Bizimle gelir misin?″ dediğimizde itirazsız “evet” dedi. Pazar günü sabah 9:30’da onu da alıp yola çıktık. 









Çamlıdere, Ankara’nın kuzey-batısında, 100 km uzaklıkta şirin bir ilçemiz. Çalışkan bir Belediye Başkanı var. Daha yapacak çok şeyi var ama başlamış olması çok önemli. Sabah kahvaltımızı, getirdiklerimizle Çamkoru göleti kenarında yaptık. Sabah soğuğu kendini hissettirse de ellerimiz, ayaklarımız üşümedi. Kış henüz gelmedi. Daha pastırma yazı var di mi?   

Çamkoru’da gençlik kampları var. Bu sebeple yürüyüş yapmak üzere gelen gruplarla karşılaştık. Biz de kahvaltı sonrası sohbet ederek, fotoğraf çekerek yürüyüş yaptık. Ama niyetimiz, ilçeyi daha iyi tanımak olduğu ve gölet etrafındaki yürüyüşümüzün çok zaman alacağını düşündüğümüz için tam tur yapmadık. Ama gölet etrafında yaklaşık  11 km’lik bir yürüyüş yolu mevcut. Doğa içinde yürüyüş yapmak isteyenler için bulunmaz bir güzergah.

İlçede o kadar çok müze var ki; kültür evi, terazi müzesi, manifaturacı Neşet efendinin dükkanı, Kalaycı Akkuzu, kunduracı Rıza Çavuş’un dükkanı, semerci Gırbaş Ali’nin dükkanı, doğa ve hayvan müzesi, kına evi, soba müzesi, oyuncak müzesi, ilçe merkezinde bulunan duvar müzesi ve Şeyh Ali Semerkandi müzesi (türbesi) görülmeye değer.



Kültür evi, eski milletvekili Oktay Vural’ın eşinin ailesine ait bir evmiş. Restore edilip, turizme sunulmuş.  O dönemde yöre insanının kültür ve yaşam şeklinin canlandırıldığı tipik bir Türk evi. Meslek sahiplerinin dükkanları,  gerçekten yaşamış ve yaşamakta (Kalaycı Akkuzu’ya uzun ömürler dileyelim.) olan insanların dükkanları şimdi müze olarak kullanılıyor.


Doğa ve hayvan müzesindeki hiçbir hayvancan öldürülmemiş. Bölge coğrafyasında ölen hayvanlar  belediye tarafından toplanarak tahnit edilmiş ve bu canlar, yaşadıkları doğal ortamlarının canlandırıldığı müzede sergilenmekte.



Soba müzesi de oldukça ilginç. Bina, bina gibi değil. Soba olarak yapılmış. Hatta müzeye giderken burada pek bir şey yoktur ama hadi girelim bakalım dediğim bir yer. Beni çok şaşırttığını itiraf etmeliyim. Müze içinde çoğu antika değerinde ince işçiliğe sahip, su buharı, gaz, yağ ve kömür kullanılan muhteşem sobalar var. Yakın zamanda terası ve en üst katı kafe’ye dönüştürülecekmiş.




Sunay Akınla birlikte oyuncak müzelerimiz de artacak. Bildiğim 3 tane şimdilik. İstanbul Göztepe’de (Sunay Akın’ın), İstanbul Balat’ta ve üçüncüsü de burası oldu. Büyük, küçük tüm çocukların ilgisini çekiyor.




Bir güne ne kadar çok şey sığdırabilirsek o kadar iyi bizim için, o kadar memnun kalacağız. Bundan sonraki gelişimiz için belki de hedef belirlemiş olacağız. Bu sebeple Aluç dağı mesire alanı üçüncü durağımız. Yazın birçok spor aktivitelerinin yapıldığı bir yer. Tırmanma ipleri, büyük salıngaç görünür bir yerde. Ancak zipline’nın var olduğu da yazılmış. Muhtemelen sonbahar sebebiyle kaldırılmış olabilir. Belki de farklı bir yere kurulmuş olabilir. Ancak biz göremedik. Alanda karnınızı doyurabileceğiniz, çay, meşrubat içebileceğiniz bir büfe de mevcut.

Akşam çayı için Çamlıdere gölpark göletine gittik. Çevresi çok güzel. Yemyeşil… Ancak, kıraç alanı ağaçlandırmaktansa insanlar kolayına kaçmış, orman alanın içine girerek yeni konutlar yapmışlar. Bu durum insanın içini acıtıyor. Umarım buna bir son verirler. Yeri gelmişken dikkatimi çeken bir konu da uyuz olan, tedavi edilmeyen sokak canları. Bu sebeple ilçenin bir veteriner ihtiyacı olduğu açık.




Çay molasından sonra artık dönüş yolundayız. Dönüş yolunda görmeyi istediğimiz iki nokta daha var. Fosil ormanı, Yahşihan Pelitcik beldesinde ve Çeltikçi ayrımından sonra Kızılcahamam yolu üzerindeki Abacı peri bacaları. Yaşının 11-23 milyon yıl olduğu tahmin edilen fosil ormanının oluşum nedeni, volkanik patlamalara bağlı olarak yanan ağaçların, silis içeren göl sularının altında kalması ve volkanik küllerin, bu oluşumun üzerini örtmesi sonucu meydana gelmiş. Ama yönlendirme levhaları olmadığı için bulamadık. Belki de olmaması doğru bir durum. Neler olabileceğinizi tahmin edersiniz.

Abacı peri bacaları ise oluşum halinde. Peri bacalarının oluşumu heyecanlandırıyor. Ama bunun erozyonun da bir işareti olduğu unutulmamalı. Park içindeki kulelerden panoramik fotoğraflar çekmeniz mümkün. İyi seyirler…





3 yorum:

Adsız dedi ki...

Evliya Çelebi gibi turlara başladınız.Yanıbaşımızdakigüzellikleri tanıtıp hatırlatıyorsunuz,kış gelmeden yeni sürpizlerınizi bekliyorum.M.Gürel

Feryalin Gözünden ve Gönlünden dedi ki...

Sevgili Güzin
Ne güzel anlatmışsın. Bu gezinin parçası olarak ben de çok keyifli ve güzel bir gün geçirdim. Yanıbaşımızda ki güzelliklerden haberdar olmak başka bir heyecan.
Sevgiyle nice gezmeler olsun. Feryal

Adsız dedi ki...

Bu güzellikleri benimle de paylaştığın için teşekkür ederim.Sanki beraber gezdik.