5/6/2014 Tatvan’dan yola çıkıyoruz. Kolestrole ve şeker hastalığına
iyi gelen Işgın’ı tadıyoruz. Tatvan’ın 90000 nüfusu var. 2000 yıl önce kurulan
bir şehir. Urartulardan beri var olduğu söylenmekte.
Bitlis
Bitlis, Muş ve Diyarbakır
1916-1917’de Rus istilasına uğramış. Ahlat taşından yapılmış evler, Rus
binaları var. Bitlis kalesi Romalılardan kalma. İki dağ arasına kurulmuş kasaba
görünümlü bir şehir. Bir zamanlar Muş ve Van’a bağlıymış. Şimdilerde göç veren
bir il. Rehber, Bitlis denilince akla gelen iki isim var diyor. Biri Said-i
Nursi, diğeri de İdris-i Bitlisi. İdris-i Bitlisi’nin, osmanlı’ya asker
toplayan bir bey olduğunu burada öğreniyorum. Bitlis-Tatvan arasında yaklaşık
2000 m’lik bir tünelden geçiyoruz. Eren ailesi buraya okullar yaptırmış. Bitlis’te
Selçuklu eserlerini görmek mümkün. Ahlat-Adilcevaz bölgesinde Türk mezarlarını gezeceğiz.
Ahlat taşı, inci kefali, bastonu ve elması (Eylül ayında toplanıyormuş.)
meşhur.
Ahlat Selçuklu mezarları
Ahlat’ta 60 bin adet Selçuklu mezarı var. Ahlat, Türklerin Anadolu’da geldikleri ilk nokta. Osman beyin mezarı, Ertuğrul beyin babası Süleyman bey de burada yatıyor. Kümbet, otağ şeklinde, sekizgen (kıyamet koptuktan sonra sekiz köşeden melekler toplanacak) şeklinde, Ahlat taşından sarı ve kahverengi olmak üzere 2 renkten yapılmış. 3-5 m yüksekliğinde, 6 m olan da var. Mezarlar 210 bin m2 alana yayılmış. Akkoyunlu Emir Bayındır mescid ve kümbeti 1471’de yapılmış. Arkasında harabe kent olarak eski Ahlat şehri var. Mezar taşlarının yüksekliği gücü temsil ediyor. Ahlat Selçuklu mezarlarında, 100. Yıl üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Recai Karahan’la karşılaştık. Mezarların üç katlı yapıldığını, ilk kat mezar, 2. katta çatı, 3. Katta sanduka var. Kimi kez sanduka başında ve ayak ucunda kaideler var. Bazılarında bir tane, bazılarında ise hiç yok. Mezar taşlarının devrilmemesi için bilezik taşları koyulmuş. Ejder figürlü ve hayat ağacının yaprağı palmet, kandil figürleri ve Kurandan ayetler var. Çeşitli dinden insanlar, kadın ve erkek ayrımı yapılmadan gömülmüş. Mezar taşlarında rumi ve farsça yazılmış ayetler var. Güroymak’ın % 25’i Nakşi. Adilcevaz’ın cevizi meşhur.
Gevaş, 5-13. yy’a kadar bir ermeni kenti olarak kalmış. Vizontele
filmleri Artos dağlarında çekilmiş. Van yöresinin tarihi 4000 yıllık. Urartular
Ermenilerin ataları. Van gölünün üzerinde dört ada var. Akdamar (70 bin m2),
Kuş, Çarpanak, Adır adası. Akdamar adası, adaların en büyüğü. Vaspuragan
krallığından kalma bir kilise var. Eylül ayında 300 keşişin geldiği, büyük
ayinler yapılmaya başlanmış. Edremit sahilinde her yerde olduğu gibi TOKİ
evleri yükselmiş. Urartu, Van merkez (Tuşpa) olmak üzere Kral Sardur
tarafından M.Ö. 850’de kurulmuş. I.
Sardurdan önce bir krallıkmış. Keyanilerin son devrinde vali Van’ın isminin
şehre verildiği söyleniyor. Malatya,
Erzincan yöresine kadar etkili olmuş.
Van kalesine akşam saatlerinde güneşi batırmak üzere çıkıyoruz. Uzunluğu 1800 m, 100 m yüksekliğinde. Tuşpa’nın 79 tanrısı var. İstedikleri tanrıya inanabiliyorlar. Ama savaş tanrısı Haldi’ye inanmak ise bir zorunlulukmuş. Van kalesinin kuzey batı ucundan çıkıldığında Urartu kralı Argisti’nin mezar odası var. Kalenin güney kesiminde kralların oturduğu taş odalar ve mezar odaları kayalar oyularak yapılmış. Van kalesinin güney kesiminde bin merdivenler diye adlandırılan kaya basamaklar var.
Van kedisindeki gözler, 3 renk. Kulaklarının ortasında siyah tüyler bulunuyor. 6/6/2014’de Van’dan çıkıyoruz. 2011’de yaşanan depremin izleri hala var. Çatlayan boş binalar, binaların molozları, konteynırlarda yaşayan insanlar, başbakan ne kadar itiraz etse de görünür deliller. Yeni binalar da yapılmış. Cumhuriyet ve Meydan caddeleri gecenin 12’sine kadar ışıl ışıl. Dükkanlar da açık. Konaklama Van Sardur otelde...
Van kalesine akşam saatlerinde güneşi batırmak üzere çıkıyoruz. Uzunluğu 1800 m, 100 m yüksekliğinde. Tuşpa’nın 79 tanrısı var. İstedikleri tanrıya inanabiliyorlar. Ama savaş tanrısı Haldi’ye inanmak ise bir zorunlulukmuş. Van kalesinin kuzey batı ucundan çıkıldığında Urartu kralı Argisti’nin mezar odası var. Kalenin güney kesiminde kralların oturduğu taş odalar ve mezar odaları kayalar oyularak yapılmış. Van kalesinin güney kesiminde bin merdivenler diye adlandırılan kaya basamaklar var.
Van kedisindeki gözler, 3 renk. Kulaklarının ortasında siyah tüyler bulunuyor. 6/6/2014’de Van’dan çıkıyoruz. 2011’de yaşanan depremin izleri hala var. Çatlayan boş binalar, binaların molozları, konteynırlarda yaşayan insanlar, başbakan ne kadar itiraz etse de görünür deliller. Yeni binalar da yapılmış. Cumhuriyet ve Meydan caddeleri gecenin 12’sine kadar ışıl ışıl. Dükkanlar da açık. Konaklama Van Sardur otelde...
Erciş-Muradiye Yolundayız. Muradiye şelalesi ilk durağımız. Tendürek
dağından çıkan çayın vadi içinde akmasıyla oluşmuş. Şelale 50 m.
Yüksekliğinde. Üzerinde bulunan asma
köprü benim yüreğimi ağzıma getirmesine rağmen dostlar sayesinde üzerinden
geçmeyi becerdim. Sessiz, sakin bir yer.
Çaldıran ovasından geçiyoruz. Çok kar yağması sebebiyle, kar tutmasın,
çabuk erisin diye çatılar metal malzemeden yapılmış. Halkın durumu kötü. Ağrıdan
geçiyoruz. İshak Paşa sarayını gezdikten sonra öğlen yemeği için yine burada
duracağız. Halkı çok gariban. Apartmanlar burada da boy vermeye başlamış. Ama en büyük yatırım şimdi adını
hatırlamıyorum. Bir camiye yapılmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder