4 Haziranda Diyarbakır
yolcusuyuz. Notlara devam…
Mor Gabriel manastırını, Midyat’ın evlerini gezip gümüş takılarımızı alacağız. Hasankeyf, ve Batmandan sonra Diyabrakır’a ulaşacağız. Hasankeyf, Midyat, Cizre, Midyat’ın üst kısmı olarak
dörde ayrılıyor. Bu bölgeye Tur-Abdin denilmekte. Mardin ve Tarsus bölgesinde
anlatılan Şahmaran efsanesi de aslında bir iran efsanesiymiş. Belden altı
balık, üstü insan olan bu ölümsüz bilgenin lokman hekim olduğu söyleniyor. Şahmaran, İran’da erkek, Türkiye’de ise kadın
olarak resmediliyor. Rehberimizin Yezidiler (Ezidiler) hakkında verdiği
bilgilere göre; Yezidilerin Lepeş ve Musul vadisinde tapınakları varmış. Eşiğe
basmazlar, sağ ayakla içeri girerlermiş. Cenazeleri olduğunda tüm ahali cenazeye
katılıyormuş. Kabristanları köylerinin dışında. 3 gün mezarın etrafında ağıt
yakıyor, günde 2 öğün yiyorlarmış. Yemeyle, içmeyle cenaze sahipleri
uğraşmazmış. Öğlene doğru çorba, akşama et yemeği verilirmiş. 40 gün yas tutarlarmış.
Bu zaman zarfında saç, sakal kesilmezmiş. Ancak 40 günün bitiminde yakınlar,
cenaze yakınlarını saç, sakal tıraşına götürürlermiş. Kurban bayramı ve ramazan
bayramı onlarda da var. Bizden 2-3 gün önce kutluyorlar. 2 gün oruç tutuyorlar.
Et, süt ürünleri yemiyorlar. Çarşamba Yezidilerin kutsal günü. O gün ibadet yapmıyorlarmış. Topraklarından
ayrıldıklarında öleceklerine inanırlarmış. Tavus kuşu yezidiler de olduğu gibi,
roma medeniyetinde de, yunan medeniyetin de bir tanrı olarak ifade ediliyor.
Deyrulumur (Hayat Okulu) ya da Mor Gabriel Manastırı
Süryaniler için 1600 yıllık bir eğitim yeri. M.Ö. 397 yılında
yapılmış. Tavanları altın ve gümüşmüş. Moğol istilasında talan edilmiş. Yaşayan
60 kişi var. Bunlardan 30’u din adamı, 30’u öğrenci. MEB bağlı eğitimi de
alıyorlar. Din adamı olmak isteyenler sonrasında Şam’a gönderiliyor. Kilise,
kutsal alan ve ayin yeri olmak üzere 2 kısımdan oluşuyor. Sağda vaftiz alanı,
solda üzüm sıkılan bir tekne var. Theodaro kubbesinde akustik amaçlı küçük
delikler var. Mor Simon ve Mor Samuel kurucuları. Mor aziz, büyük anlamında. MS
352’de Persler tarafından katledilen Mor Krafus’un mezarı da burada. Mor
Gabriel 7. yy’da yaşamış. Mezhepleri Ortodoks. Yedi mezhebe ayrılmışlar.
Nastori
Keldani
Melkitler
Maruni
Ortodoks
Protestan
Katolik
5000 yıllık bir tarihleri var. Hindistan’da iki milyon kişi,
İstanbul’da on beş bin, Bu bölgede (Adıyaman, Kilis, Mardin) ise iki bin üç yüz kişi yaşadığı söyleniyor.
Manastır, öğrenciler tarafından aynı zamanda yurt olarak da kullanılıyor.
Papazlar evlenebiliyor ama rahipler evlenemiyor. Kudüs’ten sonra 2. Kutsal
mekan.. Mor Gabriel manastırı ve Midyat arasında 6 yıl önce şarap fabrikası
kurulmuş. Midyat evleri dağınık. Mardin evleri bir sistemle, teras şeklinde inşa
edilmiş. Birbirlerini görmüyorlar. Evlerin yönü hep güney’e bakıyor.
Birbirlerinin gün ışığını engellemiyorlar.
Midyat evleri
(içinde bulunduğumuz mekan sıla dizisinin çekildiği bina)
Hasankeyf – Mağaralar bölgesi
Bir dönem Mardin, şimdi ise Batmana bağlı. Artukluların gelmesiyle
Türkler buraya yerleşmiş. 12-13 bin civarında insan yaşıyor. Yaklaşık 250 endemik
bitki ve hayvan türü var. Dicle üzerine kurulması planlanan Ilısu barajından
dolayı tehlike altında. TOKİ mantığıyla yeni bir Hasankeyf oluşturuluyor. Yeni
yapılan evler 170 bin TL civarında
satılıyor. Evleri ise 40-50 bin TL olarak sayılmış. Ilısu barajı 1970’ler de
yapılmaya başlanmış. Dünya bankasından kredi talep edilmiş. Kredi de
onaylanmış. Sit alanı olduğu öğrenildiğinde iptal edilmiş. Buna rağmen barajın
% 80’ni tamamlanmış. Unesco dünya mirasına kabul için 10 madde var. Hasankeyf bunların 9’unu
kapsamakta. Burada bulunan mağaralar yakın tarihe kadar yaşam alanı olarak
kullanılmış. Hasankeyf kanyon şeklinde bir yarımada. Dicle=Tigris (Tanrıya
ulaşan yol), Diyarbakır’ın Bekaa bölgesinden çıkar. Hasankeyf’in en az 4000
yıllık bir tarihi var.
Hasankeyf
Batman, bir dönem Mardin ve Siirt’e bağlıymış. 1992 de il olmuş. 350
bin nüfusu var. Toprak altında bir kent olduğu için bu adı almış. Sanat sokağı
var. Yılmaz Güney sinemaları var. Tiyatroyu ve sinemayı çok seviyorlar. Ancak
Türkiye’nin en çok intihar vakası burada oluyor. (Osmanlılara ait Fırat’ın
yatağında petrol rezervlerini gösteren
haritalar var.)
Ergani, Çayönü
İlk sokak kültürünün oluştuğu yer. Hayvanlar ilk kez burada
evcilleştirilmiş. Asurlular zamanında Diyarbakır’a Amed adı verilmiş. Diyarbakır
surları, Çin seddinden sonra gelen en uzun surlar. 6,5 km uzunluğunda. Volkanik
bir bölge. Yörede bazaltaş var. 5.
Harem-i şerif ilk ulu cami, en büyük ermeni kilisesi, kadim Meryem ana
kilisesi, keldani Meryem ana kilisesi, 28 sahabenin türbesi burada.
1916-1917’de Ruslar Anadolu’ya saldırdığında Mustafa Kemal Atatürk 11 ay burada
kalmış. Bilindiği üzere Atamız, aslen Konya, Karamanlı ama kütüğü Gaziantep’te.
Fahri olarak Diyarbakırlı.
Diyarbakır On Gözlü Köprü
(TOKİ'nin binaları nasıl!)
(TOKİ'nin binaları nasıl!)
Yol üzerinde kırklar dağı var. Şuan TOKİ’nin evleri yükselmiş. Hz.
Adem’in ilk olarak kırklar dağına geldiği ve Dicle nehrinde 40 tas suyla
yıkandığı rivayet edilir. On gözlü köprünün Arap kökenli mervaniler tarafından
yapıldığı söyleniyor. Köprü üzerinde bitki figürleri ve aslan motifleri var.
Diyarbakır surlarında, keçi burcu denilen tek burç kalmış. Karaca dağın
patlamasıyla lavlar ve bazaltlar oluşmuş. Hala inşaatlarda kullanılıyor.
Diyarbakır’da ziyaret ettiğimiz yerler arasında Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi,
Ahmet Arif Müzesi,
Cahit Sıtkı Tarancı'nın Evi
Ahmet Arif'in Evi
5. Harem-i Şerif kabul edilen Ulu cami var. Ulu cami MS 639
yılında yapılmış. Kiliseden camiye çevrilmiş. Hz. Ömer zamanından beri
ibadethane olarak kullanıldığı rivayet ediliyor. Ulu camide pencere üstünde iki yanda cennet kapısı, Artuk figürü ve
hayat ağacı yaprağı olmak üzere 4 figür var.
Malabadi Köprüsü’ne geldiğimizde yörenin çocukları etrafımızı sarıyor.
Hepsi birden şiirlerle, şarkılarla bizi karşılıyorlar. Fotoğraf çekmek ve bir
bardak çay içmek için mola verdiğimiz bir durak. Malabadi köprüsü, 1147’de
Artuklular döneminde yapılmış.
Türkiye’nin Mostarı. 7m genişliğinde, 150m uzunluğunda, 19m yüksekliğinde bir
köprü. Pencere tarzında dinlenme odaları var. Kalker ve kilit taşı kullanılmış.
Batman çayı üzerine kurulmuş. Malabadi köprüsü, Batman, Siirt ve Bitlis
üçgeninde bulunuyor. Restorasyonu 15 yıl önce tamamlanmış ve trafiğe açılmış.
Malabadi Köprüsü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder